7.28.2011

Küçük Kız ve Müzik Devrimim

Bir haftalık aranın ardından...
Her neyse. Öylesine sohbet etmek istiyorum. Konunun ne olduğu önemsiz. Konuş gitsin yani, OK?

Şimdi benim pek müzik tarzım yoktur, yeni yeni son birkaç ayda şekillenmeye başladı. Tipimde var mı bilmiyorum-ahahahaha- caz ve opera müziklerine sardım. Belki bana baksan alakam yoktur cazlan mazlan, sanırsın. Ama var işte. Ben de cazcıyım ben de İstanbul Caz Festivali'ne katılacağım- bir kaç yıl sonra belki :D.
Aslına bakarsan arkadaşım, birkaç yıl önce klasik bir akıma kapılmıştım şu gençler arasında yaygın olan türden bir akıma: rock ve metal. Sıkı rockçıydım, metale de biraz ilgim vardı. İşte ne bileyim Linkin Park, Duman, Mor ve Ötesi, Çilekeş ve hatta Erkin Koray bile dinledim- ki onun rock yaptığından emin değilim bence rak yapıyor. Aslında Mor ve Ötesi'nin rock yaptığından da emin değilim, o zaman da değildim. Bir dakika rock nedir arkadaş ya? Vallahi bilmiyorum. Ama metali biliyorum: brutal vokal + aksiyon. O metal müzikler ne kadar aksiyonlu anlatamam. Adam bir kükrüyo-en nazik tabiri budur brutal vokalin- kalbim bir çarpıyor, bir aksiyon, heyecan, telaş, hız... Ben de aksiyonu pek sevmem ama...

Neden bıraktın da alakasız bir tarza başladın diyorsun, demek? Çünkü bunuyorum, arkadaş çevremde yaşlı ruhlu cazcılar beni de sürüye kattı! Hepinize teşekkür ediyorum dostlarım, hepimiz yaşlı gençleriz, hepimiz entellektüel dinleyicileriz.

Bir başka neden de kendimle çelişmem. Tam böyle esaslı bir brutal vokal dinlerken gözlerimin önünden çocukluğum geçti. Ben daha küçücük çocuğum, komşu çocukları, abilerim, ablalarım metal dinliyor böyle bir karizmayla. Ben onların tiplere bakıyorum ve "Ben asla metal dinlemem. Adında bir şey yok diye." bebelik yemini ediyorum. Eh hatırlayınca da sözümü tutayım dedim. Herhalde kulaklarım özellikle metale aşık olmuşlar. Bırakınca, aşklarındandır sanıyorum, birkaç gün kulaklarım öyle bir aşk 'ağrısı' çektiler, öyle bir kalpleri 'zonkladı' ki kulaklarımın anlatamam. Vallahi üzüntüden beni de kahrettiler, kahretsin yani!

Sonra arkadaş bana bir gün bir link attı. Bak, dedi, aç bu linki. Ne oluyor reklam mı yapıyorsun, dedim saf gibi. Ne bileyim hiç bir açıklama yapmadan linki aç deyince paranoyak oldum. Bir şarkı işte dinle şunu. Tüm fikirlerin değişecek, dedi. Hea tamam, deyip açtım ve on saniye sonra kapattım. Arkadaşa, benim gibi insana bu yapılır mı, asimile mi etmeye çalışıyorsun, dedim. Dik kafalısın, dedi...
...
Bir içime oturdu ki lafı, şok oldum. Çünkü normalde gerçekten dik kafalı değilim. Başta reddettim, bir de baktım ki cidden dik kafalılık ediyorum. Boynum bükük kendimi hazırlayıp inadına açtım videoyu bir kez daha. Aslında video da müzik de çok güzeldi. Bir kere sıradışıydı. Boğaziçi Üniv. caz korosunun metro konseriydi. O arkadaşların yaratıcılığı dikkatimi çekti ve cazla ilgilenmeye başladım. Sana da izlemediysen diye linki vereceğim arkadaşım. VE TÜM DÜNYAYA İTİRAF EDİYORUM: BEN BİR 'CAZ'CIYIM VE '' ÇOK İÇ 'CIZ'LATICI :D.

Operaya nasıl bulaştın, bu veleti nasıl taktın peşine dersen onun macerası daha da saçma. Arada kafama eser, bir başıma yeni keşiflere çıkarım. Yeni mekanlar, etkinlikler, yeni sanatçı keşfi, yeni çıkmış bir film... O yüzden yürürken sürekli sağda solda afişler, posterler ararım, bazı 'alıngan' insanlar da beni tuhafsarlar- tabii tınlayan kim.
Yine çıkmışım tek başıma ekşın arıyorum. Büyük bir tiyatro binasının önünden geçiyordum. Kazara afişe gözüm kaydı, derken... Bir de baktım ciddi ciddi kaldırımda dikilmiş afişi inceliyorum.  Nasıl fark ettiysem afiş öyle yüksekte de değil. Gözü görmeyen yaşlılar gibi dizlerimi kırıp yakından süzüyorum afişi. O sırada onlu yaşlarda bir kız çocuğu abisi olduğunu tahmin ettiğim biriyle koşturarak yanıma geldi. Afişin ortasına parmağına yapıştırıp "Ben bunu izlemek istiyorum." diye bağırdı.

Kulağımın yanındaki viyaklayan sese baktım merakla. Nasıl baktıysam ağabeyi "Kusura bakmayın. Ufaklık operaya tuhaf şekilde ilgi duyuyor." diye açıklama yaptı.

Ben de kıza gülümseyerek "Nasılmış o seçtiğin bilgin var mı?" diye sordum. Kız şen şakrak bir sesle "Çok güzel ama herkes beğenmez çünkü değerini bilmez." dedi bilmiş bilmiş.

"Öyle mi?" diye mırıldandım şaşkın şaşkın. O yaşta çocuk müzikten ne anlardı ki zaten diye düşündüysem de bir an, yine de kendimden utandım. Seçtiği opera yarım saat sonra başlayacaktı. "Bana tavsiye ediyorsun yani?" diye sordum.

"Evet. İstersen sen de benimle bilet al beraber oturalım, izleyelim." dedi kokoş küçük kızımız. Sanki girmek istediğimi şıp diye anlamış hemen beni de davet etmişti. Fakat ağabeyi bu kez şaşkına dönmüştü bir kıza bir bana gülümseyerek "Aaa... Büyüğünle öyle konuşulur mu? Hem izlemek istediğini söylemedi ve belki izleyecekse bile arkadaşları vardır onunda." dedi nazikçe.

Ben doğrularak yine saf saf "Aslında küçük hanım sayesinde izlemeye karar verdim. Ve kesinlikle tek başıma izlemek istediğimi sanmıyorum. Operayı anlamam için beni bilgilendirecek bir arkadaş hiç de fena olmazdı." diye resmen küçük bir kızın teklifine atladım. O kadar düşüncesiz davrandım ki. Belki de ağabeyi bundan rahatsız olmuştu.
Beklediğimin aksine ağabeyinden de olumlu bir yanıt gelince "Zaten kız kardeşimde benden sıkılıyordu ilgisizim diye. Anlaştığınıza göre sorun yok"  gibisinden hemen gidip üç tane yanyana koltuklardan bilet aldık küçük hanımefendinin makul gördüğü yerden. Bu arada gerçekten de ağabeyiymiş. Ardından da kızı ortadaki koltuğa oturtup operayı izledik ve dinledik. Ben ve adının Sıla olduğunu öğrendiğim küçük hanım için opera deneyimim oldukça keyifliydi. Ağabeyi ise sıkılmıştı. Öğrendim ki her hafta bir kere mutlaka getirirmiş kardeşi çok sıkıldığı halde. Ben de bunu duyunca eğer vaktim olursa arada Sıla'yla operaya girmekten mutlu olacağımı söyledim. Sıla Hanım'ın cep telefonu varmış. Numaramı istedi sevinçle, ben de verdim. Ve tekrar görüşmek dileğiyle herkes kendi yoluna gitti.

Of destanın anafikri: Böyleyece hem müzik zevkim ve genel olarak zevklerim gelişti hem de küçük bir arkadaş edindim. Ya işte ben böyle entellektüelim :D.

Boğaziçi Üniv. Caz Koro sunun o bayıldığım videosunun linki: www.youtube.com/watch?v=IB1wIh4JF8w

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder