7.17.2011

Vavvv

Vavvv... Yine buradasın, arkadaşım. İyi ki varsın. Daha önemlisi, bana katlanıyorsun ya çok sabırlı olduğuna şimdiden eminim.
Mantıklı bir öneri aldım, değerlendirmeliyim. Maceralarımı anlatmalıyım sana değil mi? Fikri veren arkadaşım, sana da çok teşekkür ederim :) - gerçekten de hiperaktifimdir bu arada. Yalnızca kısa bir süre sonra başlayacağım 'maceralara'. Hemen olay anlatmaya başlayamıyorum. Ben pek olay adamı değilim gibi gibi.
Ben genellikle renklere önem veririm. Yeni tanıştıklarıma sorduğum ilk soru "adın ne?", ikinci soru "nasılsın?", üçüncü soru da "en sevdiğin renk nedir?" olur. Ciddiyim. Mesela seninki nedir arkadaşım. Benimki  mavidir. Bayanlar için Kıvanç'ın gözlerinin mavisi, baylar için de Kristen Steward mavisi :D. Ve bence bu soruya verilebilecek en saçma cevap da 'ben her rengi severim.' dir herhalde. Benim de verdiğim cevap "elimlen konuş."- kıh kıh kıh- olmuyor tabii ki - o kadar kaba birisine hiç benziyor muyum - "Ya, öyle mi? Ne güzel! Hımmm." oluyor. Yani 'yüksek nezaketimin' izin verdiği en ciks* -bu saçma kelimeyi kullanma nedenim aşağıda- tarzda 'çok saçma!" demiş oluyorum. Tamam, beni bağışla. Dik kafalı değilim dedim. Yanlış gördüğün düşüncelerime karşı çık ve tralala! Cİddiye almayacağımı düşünüyorsan beni kırarsın. Bilmez miyim ben renklerin, zevklerin tartışılmaz olduğunu.
*Not: O kelimeyi sevmem ama bu aralar bazılarının ağzına yapışmış, o cici 'ciks' kelimesini kullanan sevgili 'ciks' arkadaşlarımı mutlu etmek için kullanılmıştır, bu yüzden suçlama ve apaçi olarak yargılama yapılamaz :D.
Uzun lafın kısası: Mavi rengine bayılan, duyarlı olan  apaçi olmayan birileri bu yazıyı yazmış :D.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder